Harun Tulunay kimdir? Mpox, dünya genelinde sağlık krizine yol açan, Afrika’nın ötesine yayılan ve 2022’de yeniden gündeme gelen bir hastalık.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Afrika’nın çeşitli bölgelerinde ortaya çıkan bu virüs nedeniyle 2022’den sonra ikinci kez küresel halk sağlığı acil durumu ilan etti. Hastalığın bu denli yayılması, özellikle Avrupa’da endişe yarattı ve DSÖ’nün dikkatini çekti.
Bu küresel sağlık krizinin önemli figürlerinden biri, Londra’da yaşayan Türk aktivist Harun Tulunay oldu. Tulunay, 2022’de Avrupa’da mpox teşhisi konan ilk kişilerden biri olarak öne çıktı. Onun hikayesi, sadece hastalığın zorluklarını değil, aynı zamanda bilinçlendirme çalışmalarının ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Harun Tulunay’ın Mpox ile Mücadelesi: “Mpox, Hayatımın En Zor Dönemi Oldu”
Yaklaşık on yıl önce İngiltere’ye yerleşen Harun Tulunay, 2016 yılında HIV teşhisi aldı. HIV tedavisine hızlı bir şekilde başlanması, virüs yükünü sıfırlayarak hastalığın bulaşıcılığını ortadan kaldırdı.
Londra’da hayatını sürdüren Tulunay, Covid-19 pandemisinin ilk dalgasında Kovid-19’u atlattı. Ancak 2022 Haziran ayında mpox teşhisi ile hastaneye kaldırılması, hayatında yeni bir dönemin kapısını araladı. On bir günü hastanede olmak üzere, hayatının yaklaşık kırk günü kabusa döndü.,
Harun Tulunay, bu süreci hayatının en ağır dönemi olarak tanımlıyor: “Yıllardır HIV ile yaşıyorum ve bu süreçte hiçbir zaman sağlık problemim olmadı. Covid-19’u da hafif atlattım. Ama mpox, hayatımın en zor dönemlerinden biri oldu. Kimsenin bu acıları yaşamasını istemem,” diyor.
Bu süre zarfında, DSÖ’nün mpox bilinçlendirme yüzü olarak seçilen Tulunay, mpox ile ilgili pek çok bilimsel çalışmanın içinde yer aldı. Özellikle hastalığın bulaşma yöntemleri, aşı ve tedavi üzerine yapılan çalışmalara dikkat çeken Tulunay, “Bu süreçte insanlar, mpox hakkında daha fazla bilgi sahibi oldu ve aşı ile tedavi yöntemleri üzerinde yoğunlaşıldı” diye ekliyor.
Bilimsel Çalışmalarda Yer Alan Tulunay: “Platinum Trial’da Yer Aldım”
Mpox teşhisi konan Harun Tulunay, Oxford Üniversitesi’nin öncülüğünde başlatılan “Platinum Trial” adlı bilimsel çalışmada da yer aldı. Bu çalışma, İngiltere, ABD ve diğer ülkelerde yüzlerce hastayı kapsayan uluslararası bir araştırmaya dönüştü.
Tulunay, hastanede yattığı dönemde kendisine uygulanan tedavi ile ilgili verilerin bu araştırmaya dahil edildiğini belirtiyor.
Özellikle tecovirimat adlı bir ilacın tedavi sürecinde kullanılması, hastaların iyileşme sürecinde önemli bir rol oynadı. Tulunay, ilacı almaya başladıktan 5-6 gün sonra gözlerini açabildiğini ve ağrılarının hafiflediğini ifade ediyor. Ayrıca, geçmişte kullanılan çiçek aşısının mpox’a karşı etkili olduğu biliniyor ve bu aşının risk altındaki gruplara uygulanarak yüzde 95’e varan bir koruma sağladığı ortaya kondu.
Mpox’un Küresel Sağlık Üzerindeki Etkisi: “Tüm İnsanları Etkileyebilir”
Mpox’un sadece Afrika’da görülen bir hastalık olarak algılanması, aslında ne kadar yanıldığımızı gösteriyor. Harun Tulunay, virüslerin yaş, cinsiyet ya da sosyal statü tanımadığını vurgulayarak, “Mpox, kontrolsüz bırakılırsa tüm insanları etkileyebilir.
Hastalığı geçiren biri olarak şunu söyleyebilirim ki, bu virüsle mücadele etmek her zaman daha kolay ve ucuzdur. Aşı yaptırmak zorunda değilsiniz, ancak aşı olunmaması durumunda hastalığın ağır geçirilme ihtimali vardır,” diyor.
Mpox’un etkilerinin sadece sağlıkla sınırlı olmadığını, toplumsal önyargılarla da mücadele etmek gerektiğini belirten Tulunay, HIV konusunda da benzer zorluklar yaşandığını ifade ediyor. Özellikle Türkiye’de hala önyargıların hakim olduğunu ve insanların bilimsel olarak yanlış bilgilere sahip olduğunu vurguluyor.
DSÖ ve Mpox: “Panik Yaratmak Değil, Önlem Almak Gerekli”
Harun Tulunay, mpox virüsünün 1960-70’li yıllarda Afrika’da görülen türünden farklı olduğunu belirtiyor. Ancak bu durum, panik yapmamızı gerektirmiyor.
DSÖ’nün amacı, toplumları bilinçlendirmek ve önlem almak için gerekli adımları atmaktır. Tulunay, “DSÖ’nün amacı panik yaratmak değil, önlem almak. 2022’de hastalık İngiltere’de ve pek çok Avrupa ülkesinde hızlı yayıldı, ancak alınan önlemler ve aşı sayesinde vakalar hızla kontrol altına alındı,” diye açıklıyor.
Özellikle seyahatle ilgili kontroller, birinci basamak ve acil sağlık hizmetlerindeki profesyonellere yönelik bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiğini savunan Tulunay, “Mpox’un grip ya da Covid-19 ile karıştırılma riski var. Bu nedenle doktorlar, hastaların seyahat geçmişini sorgulamalı ve mpox testi yaparak önlem almalı” diyor.
Mpox ile Mücadelede Toplumsal Bilincin Önemi
Harun Tulunay’ın yaşadığı deneyimler, mpox ile mücadelenin sadece tıbbi değil, aynı zamanda toplumsal bir çaba gerektirdiğini gösteriyor. Özellikle toplumsal önyargıların yıkılması ve hastalıkla ilgili doğru bilgilendirme yapılması, virüsün kontrol altına alınmasında büyük rol oynuyor.
Tulunay, insanların komplo teorilerine kapılmaması gerektiğini belirterek, “Eğer bir aşı varsa ve bu işe yarıyorsa, neden kendi ülkemizde bu tedavi yöntemleri yok diye sorgulamalıyız. Mpox’u kontrol altına almanın yolu, toplumun bilinçlenmesi ve gerekli önlemlerin alınmasından geçiyor,” diyor.
Mpox ile Mücadelede Farkındalık ve Bilimsel Çalışmalar
Mpox, küresel bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkarken, bu hastalıkla mücadele eden bireylerin hikayeleri, toplumda farkındalık yaratmak için büyük önem taşıyor. Harun Tulunay’ın yaşadıkları, mpox’un ciddiyetini ve hastalığın önlenmesi için alınması gereken önlemleri gözler önüne seriyor.
Mpox ile ilgili bilimsel çalışmalar ve toplumsal bilinçlendirme çabaları, hastalığın yayılmasını engellemek için atılması gereken adımlar arasında yer alıyor. Bu nedenle, hem bireylerin hem de toplumun bu konuda bilinçli olması, hastalıkla mücadelede önemli bir rol oynayacaktır.